Otomotiv İhracatta İlk Sırada

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ocak ayı ihracat rakamlarına ilişkin olarak “En çok ihracat yapan sektörler sıralamasında otomotiv, 3 milyar dolarla ilk sıradaki yerini korudu. Otomotivi 2,5 milyar dolarla kimyevi maddeler, 1,4 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon takip etti.” dedi.

Ocak ayı dış ticaret verileri, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ve diğer ilgililerin katılımıyla Trabzon’da düzenlenen toplantıyla duyuruldu.

Gültepe, toplantıdaki konuşmasında, 2025’e 280 milyar dolarlık ihracat hedefi ile başladıklarını hatırlatarak, hedefe ulaşabilmek için bu yıl ihracatı yaklaşık yüzde 7 artırmak durumunda olduklarını söyledi.

Ocak ayında 21,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini bildiren Gültepe, şunları kaydetti:

“Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 artıdayız. Hizmet ihracatımızın ise 9,4 milyar dolar civarında geleceğini öngörüyoruz. Sektörler özelinde baktığımızda otomotiv, 3 milyar dolarla 2025’e de yine ilk sırada başladı. Otomotivi, 2,5 milyar dolarla kimyevi maddeler, 1,4 milyar dolarla hazır giyim, 1 milyar 250 milyon dolarla çelik ve 1 milyar 220 milyon dolarla elektrik-elektronik takip ediyor. Firmaların yasal merkezini baz alan TİM verilerine göre geçen ay 46 ilimiz ihracatını artırdı. En çok ihracat yapan 5 ilimiz İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara şeklinde sıralandı. Ocak’ta bin 90 firmamız ilk kez ihracat yaptı. Bin 90, son yılların en düşük sayısı.

Buna rağmen yeni firmalarımızdan gelen 117 milyon dolarlık katkı oldukça önemli. Rekabetçiliğimizin zayıflamasına bağlı olarak ihracata ilginin azaldığını görüyoruz. Bu durumu ihracatımızın geleceği açısından büyük bir risk olarak değerlendiriyoruz. Geçen ay birim ihracat 1,47 dolara gerilerken, parite de ihracatımızı 473 milyon dolar negatif etkiledi.”

“Geçen ay en çok ihracat yapılan ülkeler arasında Almanya yine ilk sırada yer aldı”

Mustafa Gültepe, geçen ay en çok ihracat yapılan ülkeler arasında Almanya’nın yine ilk sırada yer aldığını belirterek, “Almanya’yı ABD, Birleşik Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Irak izledi. 51 ülkede yüzde 50’nin, 101 ülkede yüzde 10’un üzerinde ihracat artışı kaydettik. Genel tabloda ise 128 ülkeye ihracatımızı artırdık. Slovenya ve Ürdün’e ihracatta bugüne kadarki en yüksek seviyeye ulaştık.” ifadelerini kullandı.

Gültepe, 2024’te Trabzon’dan bir önceki yıla göre yüzde 27’lik artışla 1 milyar 356 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini söyledi.

Trabzon’dan geçen yıl 142 ülke ve bölgeye ihracat yapıldığını ifade eden Gültepe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fındık, balık, balık yağı, savunma ve havacılık sanayi, tomotiv yan sanayi ürün gruplarında Trabzon’un önemli bir ihracatı var. Fındık bu coğrafyanın en önemli gelir kaynaklarından biri. Aynı zamanda da en önemli ihraç ürünü. Ama fındıkta risklerin arttığını da görmek durumundayız. Ton bazında fındık ihracatındaki küresel payımız yüzde 63’ten yüzde 58’lere geriledi. 10 yıl önce neredeyse hiç fındık ihraç etmeyen Şili, önemli bir ihracatçı ülke oldu. ABD ve Gürcistan’ın fındık ihracatı her geçen yıl artıyor. Fındığı bir memleket meselesi olarak ele almak durumundayız. Her şeyden önce dönüm başına verimi artırmalıyız. Diğer taraftan fındığa daha fazla değer katmanın yollarını bulmalıyız. Fındığın yanı sıra Trabzon’un ürün çeşitliliğini imalat sanayiyle güçlendirmeliyiz.”

“2025’te yine yoğun bir heyet programı gerçekleştireceğiz”

Güncel gelişmeleri de değerlendiren Gültepe, 2025’e 280 milyar dolar ihracat hedefiyle başladıklarını hatırlatarak, hedefe ulaşabilmek için ihracatı yüzde 7 artırmaları gerektiğini bildirdi.

Gültepe, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mevcut potansiyelimizle daha fazlasını da yapabiliriz. Ama geçen yıl rekabetçiliğimize zarar veren tabloyu hiç değilse bu yıl değiştirmeliyiz. Yani enflasyonla kur arasındaki dengeyi kurmalıyız. Tabii, dünyadaki jeopolitik gelişmeleri de göz ardı edemeyiz. Biliyorsunuz ABD bizim en büyük ikinci ihracat pazarımız. Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin mutlaka ticaretimize yansımaları olacak. Suriye’deki gelişmeleri de yakından takip edeceğiz. Diğer taraftan bu yıl da ihracatçı birliklerimizle yoğun bir heyet programı gerçekleştireceğiz. Evet, 280 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmemiz için biz tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz. 2025’te yine yoğun bir heyet programı gerçekleştireceğiz.”

Related Posts

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabat: “Yolun sonu ödemeler dengesi krizi”

Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan süreçte 60 milyar dolar civarında döviz satıldığını ama piyasada güven sağlanamadığını ifade etti. Faiz artırımına rağmen 19 Mart öncesindeki …

Eskiden parmakla gösterilirlerdi: Artık sefillik içindeler! Okuyan yandı

Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da yaşayan beyaz yakalı kesimin ekonomik durumunu araştıran İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA), Haziran 2025 raporu ile “istikrarlı orta sınıfın” ekonomik ve sınıfsal çöküş yaşadığını gözler önüne serdi. İPA …

‘Aflatoksin’ ihracatı kısıtlayabilir

Tarım ürünleri ihracatında yaşanan kalıntı sorunu, alınan tedbirlere rağmen sona ermedi. Kuru incir ihracatında uygulanan sıkı kontrole rağmen Aflatoksin ve Okratoksin-A uygunsuzluğu bildirimlerinde artış yaşanması, Avrupa Birliği’ne ihracat kısıtlamaları gibi ciddi tedbirleri gündeme getirirken, alınan önlemlerin sahada tam anlamıyla uygulanmadığı da ortaya çıktı.

Gözler TCMB’de: 24 Temmuz kararı piyasaların yeni rotasını belirleyecek

Gözler TCMB’de: 24 Temmuz kararı piyasaların yeni rotasını belirleyecek

Bakan Uraloğlu’ndan hava sahası kısıtlamalarına ilişkin açıklama

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, İran ile İsrail çatışmalarından dolayı bölgedeki hava sahası kısıtlamalarının İran hariç kaldırıldığını, Türk şirketlere ait uçakların tahliye sürecinin devam ettiğini duyurdu.

NATO’dan tarihi karar: Avrupa ülkeleri silahlanıyor!

NATO, 2035’e kadar savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma kararı aldı. Yeni hedef, Rusya’nın artan tehdidi ve ABD’nin baskısı karşısında ittifakın güvenlik politikasında önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.